16 Ağustos 2010 Pazartesi

Yine Kırdın Kalbimi

Semih Diye Biri

Rahmetli Kazım Kanat kadar takıntılı olmamakla beraber, futbolculara sadece isimleriyle hitap edilmesi oldum olası bana da ilginç gelmiştir. Aklımdan geçenleri yazar olduğumdan bu yana, yaşının niceliğine, kalıbının niteliğine bakmadan spor yapan insanların atasından yadigar soyadlarını ilave etmekten imtina etmedim.

Ama bahsettiğim Semih ise, nam-ı diğer "genç" Semih, ya da bana sorarsanız golcü, işte o zaman soyadını ekleme gereğini duymadım hiçbir zaman. Sanmayın üzerine yapışan genç sıfatından ektilendiğimi. Yakın hissettiğimden sadece. Kardeşim gibi, benim kadar Fenerbahçeli, tribünde çubuklu için çarpan kalbimin muadili sahada onun bedeninde...

Sayın Şentürk,

İşte bu sebepten kırma benim kalbimi. Gideceksen yolun açık olsun. Ardından en azından benden kötü söz işitmeyeceğine emin ol. Ben hala seviyorum Marco'yu ( ismi yetti onun da farkındaysan) , Şanlı'yı, inanmazsın ama Nobre'yi.

Beşer doğanın gereği kırılıp gücenebilirsin başkanına, hocana ya da takım arkadaşlarına. Ama sahaya çıktığın vakit, eğer o formanın hakkını vermezsen, ve Belözoğlu'nun üzerine kendi ellerinle giydirirsen hint kumaşını, varsa eğer üzerinde birazcık hakkım...
Yine de helal olsun.

PS: Antalyaspor maçının ilk yarısının 4-0 biteceğini rüyamda görmüş idim ama Fenerbahçe'nin kaptanlık şerefinin bir futbolcunun elinin tersinde kalacağını hayal dahi edemezdim. 5 ay önce yazılmış olan bu yazının kahramanı koşarak uzaklaşıyor çubukludan.

15 Ağustos 2010 Pazar

Kapatmayın Efesimi #2

Futbol sezonu açılıp, özellikle Fenerbahçem sahaya çıktıktan sonra bu blog bir sonraki Fenerbahçe-Efes Pilsen final serisine dek basketbolu unutacak kuvvetle muhtemel. Hal böyle iken aklıma takılan şu soruyu, araya sıkıştırmadan edemedim...

2008-09 final serisinin yavrum gülüm "cathine"si olan Efes Pilsen, kimyasal mücadeleyi yüzüne gözüne bulaştırıp, fiziksel olarak ise rakibiyle başa çıkamayınca, bu sefer üçüncü fazdan medet ummuş, zihinleri bulandırmak adına 2009-10 final serisi boyunca Efes Pilsen'in kapatılmasının Türk basketbolu için yıkım olacağının altını, üstünü çiziktirip durmuştu.
Seri bitti ve Fenerbahçe Ülker kaptan Damir'in söylediği gibi ödünç verdiği kupayı geri aldı. O gün bugün, "kapatırsanız çocuğumu keserim..." diye ortada dolananların ağzından ben bir kelime dahi işitmedim. Duyan bilen varsa, gelsin beni utandırsın.