6 Şubat 2010 Cumartesi

" Pazar'ın Ertesi" # 18

"Balzac" göçüp gideli tam 9 sene oldu ama ardında yığınla ölümsüz şaheser bıraktı. Mekanı cennet olsun...
Ülkede devamlı yağmur yağarmış...

Hem de az buz yağmur değil, bardaktan boşanırcasına yağarmış. Yağmur böyle yağınca da insalar ürkek olurmuş, insanlar olayları yargılayamazlarmış, insanlar başlarını yukarı kaldırıp olan bitene bile bakamazlarmış.

Başkan bu tufana, bu kesilmeyen sağanağa dua edermiş. İnsanlar başlarını yukarı kaldırıp bakamıyorlar ya, insanlar çevrelerinde olup bitenleri yargılayamıyorlar ya, işleri dilediğince yönetiyormuş.

Tutmuş trafikçileri körlerden yapmış. Ülkede ne kadar diploma varsa yırtmış. Gerçek cübbelileri karar sandalyalarından indirip, yerine mübaşirleri atamış. Bankaların genel müdürlük masalarına cepçileri üşüştürmüş. Hakkın aranacağı yerlere sağırları oturtmuş. Hazine dairesine üç kağıtçıları, darphanelere azılı kalpazanları, yüksek yerlere hep sürüngenleri yerleştirmiş.

Kısaca hep yağmura güvenmüş, hep yağmurun yağacağına inanmış sayın başkan! İnsanların başlarını kaldıramayacaklarına, insanların hiçbir şeyi yargılamayacaklarına inanmış.

Ve bir gün yağmur kesilmiş! Etraf günlük güneşlik olmuş. Etraf günlük güneşlik olunca da, arkasından başka bir şey olmuş.

Tutup başkanı avanesi ile birlikte asmışlar.

16 Ekim 1968 (Yağmur Kesilince, Tercüman)

3 Şubat 2010 Çarşamba

Olimpik Blog


Meşale Kokusu, Fenerbahçe-Bursaspor kupa maçı için 3 adet bilet hediye etti dün akşam. Sorular olimpiyatlarla alakalı, bizlerin de zamanlaması kusursuz olunca sonuç kaçınılmazdı...)

2 Şubat 2010 Salı

Yavrum Canım "Cathinem"...

...Getir içeyim, getir içeyim

Efes’ten açıklama bekliyorum

İtiraf ediyorum. Efes Pilsen’e karşı bir brand loyalty-marka bağlılığım var. Yani hiçbir mantıklı sebep olmaksızın takım tutar gibi bir markayı tutma aidiyet hissetme hali bende Efes’e karşı mevcut. Hepimizin vardır böyle takıntıları. Bunun basketbol takımının Avrupa’da kazandığı başarılarla bir ilişkisi var mı bilmiyorum. Ama hiçbir sportif aktiviteye dahil olmayan başka markalar için de aynı hislerim var. Bunu kazanmak şirketler için kolay değildir. Kaybetmekse bir anda olur.  Ve konu Efes Pilsen’se benim durumumda olanlar herhalde Efes Pilsen basketbol takımını tutanların milyon katıdır. Dolayısıyla TBF Başkanı’nın Kerem Gönlüm’de çıkan maddeyle ilgili yaptığı aşağıdaki açıklamaların da şirket tarafından bir daha değerlendirilmesi kamuoyuna duyurulması gerekir. Bakın işin başındaki adam ne diyor: “Kerem Gönlüm’de çıkan madde kurayla çekilen iki oyuncuda da bulununca bunun tesadüflüğü ortadan kalkıyor.” “Oyuncu da savunmasında nereden girdiğini bilmediğini söyleyerek konunun çözümüne pek yardımcı olmadı.” “Türkiye’ye girmesi yasal olmayan bir maddenin maç günü iki oyuncuda birden çıkmasının soruşturulması gerek”. Başkanın kimi kime şikayet ettiğini anlamadım. Soruşturmayı kim yapacak? Mevzuuyu kim aydınlatacak bilmiyorum? Ama ben kendi adıma Efes Pilsen’e, yani tutuğum şirkete sormalıyım: Çünkü aşağıda soracağım sorular uzun süredir konuşulan artık dedikodunun önüne geçmiş bir hikayenin doğru ya da yanlış olduğunu bize gösterecek. 
 


Mehmet Demirkol

Pazar Ligi

2007 Ekim'de başlamış ve bu sezon 5. kez düzenlenen bu organizasyondan ben ancak haberdar olabildim. 3 ligde toplam 38 takımın mücadele ettiği bu halı saha turnuvası gençken benimde top teptiğim Göztepe Hilal tesislerinde düzenlenmekte. Play-off, play-out sistemine göre oynanan, düşeni çıkanı bol, kart cezası eksik olmayan ligde, TFF tarafından atanan HİF kokartlı hakemler görev almakta.

Bu saatten sonra, benim kendi adıma böylesine ciddi bir ligde oynamaya dermanım yok ama gel maç yönet derlerse kartlarımla beraber ordayım. Kokartı alalı 1 sene oldu, daha bir topçu atamadık...

1 Şubat 2010 Pazartesi

ATP Top 20


Avustral Açık sonrası Atp sıralaması bu şekilde oluşuyor. Geçen seneki şampiyonluktan sonra bu sene çeyrek finalde elenen Nadal'ın 2. sırayı Djokovic'e kaptıracağı belli olmuştu. Any Murray de finali görünce Nadal 4. sıraya geriledi. Amerika Açık 2009 çeyrek finalinden sonra burada da yarı finali gören Marin Cilic en büyük çıkışı gerçekleştirerek ilk 10'a girmeyi başardı. Geçen sene yarı final oynayarak sürpriz yapan Fernando Verdasco ise bu sene 4. turda elenince 540 puandan oldu ve en büyük düşüşü gerçekleştirerek 12. sıraya geriledi. Bu sene sonundaki hedefinin ilk 100'e girmek olduğunu bildiğimiz Marsel İlhan ise 17 basamak yükselerek 137. sıraya oturdu. Umarız sene sonunda planladığı yerde olur.

31 Ocak 2010 Pazar

La La La La La La Brazil! Brazil lets go Brazil!

Fenerbahçe'nin, kadrosunda 13 yabancısı olan Lille'i elemesi halinde muhtemel rakibi olacak Liverpool'un yabancı oyuncuların sayısının tüm futbolcularına oranı yüzde 90 ve Fenerbahçe'nin sahip olduğu 25 oyuncunun Vederson dahil sadece 8 tanesi ecnebi iken , bizim takımın adı yabancılar karmasına çıkıyor canım ülkemde...

Sivas deplasmanında Türk pasaportlu, Campos dos Goytacazes doğumlu Vederson ile birlikte toplam 3 yabancıyla maça başlayan Fenerbahçe, Türk futbol tarihinin en büyük golcülerinden biri olan rahmetli Metin Oktay'ın hemşerisi Semih Şentürk ve Alves'in Tokat'tan arkadaşı Uğur Boral'ın ikişer golüne, Bafra'lı Gökhan Gönül'ün tek golünü de ekleyerek, zor bir deplasmandan 5-1'lik bir skorla dönerken; Profesör Alex, bu tabloya bilerek dahil olmadı belkide.

Dosta düşmana selam olsun...
Sivasspor 1-5 Fenerbahçe

Semih Dk.30 ve Dk. 55 (İzmir)
Uğur Dk.66 ve Dk.70 (Tokat)
Gökhan Dk.84 (Samsun)

16

Federer geçen sene kırdığı rekorunu geliştirmeye başladı. Yarı final maçlarından sonra favorimizin Federer olduğunu ancak iki raketin de performanslarını devam ettirmesi halinde harika bir final izleyeciğimizi söylemiştik. Gerçekten de harika bir final izledik. Belki 5 setli çekişmeli bir mücadele olmadı ama kusursuz bir Federer vardı kortta. 2008 Amerika Açık finalinden sonra Murray bu sefer daha iyi durumdaydı ama bugün Federer karşısında tutunması imkansızdı. İlk 2 sete özellikle Federer ezip geçti diyebiliriz. Murray'de Nadal gibi sürekli Federer'in backhandine gönderdi topları ama twitterda Onur Akmeriç'in de söylediği gibi Federer'in backhandine oynaya oynaya adamın backhandini geliştridiler, zayıf yanı kalmadı. Federer'in forehandinden kaçmak için sürekli bachandine oynadı ama Federer backhandinden inanılmaz winnerlar çıkarınca domine etti oyunu.
3. sette Murray biraz toparlandı. Federer'in servisini kırıp ardından durumu 5-2'ye getirdi ama Federer tecrübesiyle ve Murray'nin üzerindeki baskının da yardımıyla önce kendi servis oyununu aldı, ardından da servis kırıp tekrar kendi servis oyunun alarak 5-5'e getirdi durumu. Tie-breake giden sette Murray maçı uzatmak için mükemmel mücadele etti ama özellikle forehandindeki basit hataları ve kritik anlarda Federer'in oynadığı harika puanlarda 5 set sayısından faydalanamadı. 2 kere de şampiyonluk sayısı çevirdi ama 3. sünde Federer maçı bitirdi. Maç bittiğinde Murray'nin yürüyecek hali kalmamışken Federer ise daha maça yeni başlıyormuş gibi rahattı.
Maç sonrası röportajlarda Murray gözyaşlarını tutamadı. Geçen sene de Federer finalden sonra ağlamıştı Avustralya'da. Murray'de bununla ilgili "I can cry like Roger but it's a shame i can't play like him" hem takıldı, hem övdü Federer'i. Federer ise Murray'nin çok yetenekli olduğunu ve Grand Slam kazanacağını söyleyerek onurlandırdı meslektaşını.





Bayanlar da ise Henin'in rüyası finalde sona erdi. Amerika Açık'ta yarı finalde Kim Clijsters'a elenen Serena Williams bu sefer daha temkinliydi. Maça da böyle başladı ama 4. oyunda servis kırarak 3-1 öne geçti. Henin 4-2'den sonra servis kırarak tekrar dengeyi getirdi ama setin son oyununda Serena tekrar servis kırarak ilk seti noktaladı. 2. sette iki taraf birer servis kırarak durumu 3-3'e getirdiler. Bu dakikadan sonra Serena servislerinde düştü ve Henin'de oyununu yükselterek servisi kırdı. Kendi servisini de aldıktan sonra tekrar servis kırarak seti noktaladı Henin. Son sete iki isim de servis kırarak başladılar ama daha sonra Serena servislerini yükseltti ve servis oyunlarını rahat kazanmaya başladı. Henin'in servislerini de kırınca 6-2 ile maçı noktaladı. Henin Clijsters gibi şampiyonluk ile dönüş yapamadıysa da finali görmesi bile en sevdiği Grand Slam Roland Garros için herkese gözdağı vermiş oldu. Serena Williams ise bu şampiyonluk ile 12 Grand Slam'ini kazanıp Billie Jean King'in şampiyonluk sayısına ulaşmış oldu. Şimdi önünde 18 şampiyonluk ile Navratilova ve Evert var.