4 Aralık 2009 Cuma

Yaşasın Futbol


USA 1994 / D GRUBU
Arjantin
Nijerya
Bulgaristan
Yunanistan

Kore-Japonya 2002 / F GRUBU
Arjantin
İngiltere
İsveç
Nijerya

Güney Afrika 2010 / B GRUBU
Arjantin
Nijerya
Güney Kore
Yunanistan

94 Dünya Kupasının yeri ayrıdır benim için. 1 ay boyunca İtalya-İrlanda maçının ilk yarısı hariç 52 maçıda izlediğim turnuva benim futbol görgümün oluşmasında önemli düzeyde etkili olmuştur.Uche ile Fenerbahçe taraftarının yeni tanıştığı yıllara denk gelen turnuva,benim gibi bir çok futbol severi de Nijerya maçlarını izleyebilmek için sabaha karşı 3 buçukta Tv başına sabitlemişti. Salenko'nun Kamerun'a attığı 5 gol, Maradona'nın yine yeniden hayranlarını hayal kırıklığına uğratması, Al-Owairan'ın Belçika'ya attığı inanılmaz gol, altın çağını yaşayan Nijerya futbolunun -94 Afrika Kupası ve 96 Atlanta Olimpiyatları Şampiyonu- Roberto Bagio'ya 2 dk daha direnememesi, aynı Bagio'nun finalde penaltıyı kaçırması, Hagi'nin Kolombiya'ya attığı garip gol, ve tabiki İsveç-Romanya çeyrek final maçındaki muhteşem duran top organizasyonu hafızama kazınan olaylardan bazıları "yeni dünya" dan...

Yazmışım Pekin Olimpiyalatlarına girizgah yaparken. 94 Amerika'nın, Uche'nin ve Nijerya'nın yeri ayrıdır gerçekten benim için. Go Ahead Eagles'lı (bayılırım o gün bugün bu takımın ismine) Rufai'nin kalesini koruduğu, savunmanın komutanının biricik Uche, orta sahadaki sanatçının Okocha olduğu takımın rakip fileleri döven oyuncuları Yekini ve Amokachi idi.

Süper Kartallar, 94 Amerika ve 2002 Japonya-Kore'den sonra 3. kez Afrika'yı dünya kupasında temsil ederken yine 3. kez Arjantin ile aynı grupta. Olasılık sınırlarını zorlayarak bu sefer Yunanistan'ı da yanlarına almışlar. Bir tek Güney Afrika'ya kadar ulaşamadığından gruba dahil olamayan Bulgaristan eksik, onlarda gelseydi grup liderliği garantiydi...

Vakit Nakit

Atlas Okyanusu kıyılarından Çin’in içlerine kadar uzanan coğrafyada 220 milyon insan bir, iki, üç, dört/tört, beş, altı, yedi/yeddi/ceti, sekiz, dokuz/tokuz, on diye sayarken, İngiliz’in deyimini başlık yapmış bugün Uğur Meleke. O yapmasa idi ilk fırsatta ben kullanacaktım, cümleme düşen haset kıvılcımı o sebepten. Karşımdaki muhterem profesyonel olunca elini benden çabuk tutması elbette doğal ancak bir özengen olarak bana da söz hakkı doğması fena olmadı aslında...

Bayramın 3., haftanın son gününde bir önceki akşamdan kalma Kasımpaşa yadigarı migrenimle beraber Fenerbahçe’ye kırgın sporla barışık geçtim sihirli kutunun karşısına. Önce Gemlik’te Tofaş’a misafir olan Fenerbahçe’yi izleyip aramızdaki buzları bir nebze olsun erittikten sonra sıra geldi Merseyside derbisine. Everton- Liverpool maçını internet üzerinden ve Adalıların anlatımıyla izlemeye başladım. Maçın başında Liverpool kıça başa çarpan bir golle öne geçince, Meleke’nin başlık yaptığı şu cümle maçın ecnebi spikerinin ağzından çıktı…

“If you don’t have a ticket, you won’t have a lottery.”

Benimde pek bir hoşuma gitti ve vakti gelince kullanmak üzere, taslaklarımın arasına o an itibarıyla kaydettim. Ben beklerken vakti gelmiş olacak ki bugün fikrine en çok değer verdiğim spor yazarlarından biri olan Uğur Meleke Galatasaray maç yazısından şöyle demiş...

3 Aralık 2009 Perşembe

Gökhan Bindir Lütfen

İslam Çupi, maçın ertesi günü şöyle sormuş biz futbol dilencilerine. "Dün geceki kalabalık bir Fenerbahçe kalabalığı mıydı, yoksa Rıdvan'a duyulan hayranlık kitleleri mi?"

İşte o gece, Rıdvan'ın tamı tamına 497 günlük çilesinin dolduğu anda, henüz 14 yaşında, aslan abim velim sıfatıyla yanı başımda, "Şeytan" ile aramıza Allah'ın hiç bir kulunu koymamak için yerimizi almıştık maratonda. Fenerbahçe'ye aşık olmayı abimden ve dayımdan gördüklerimle kayıtsız şartsız alıp kabul etmiştim etmesine... Ama aşk futbola gelince tek sorumlusu olan bu adamı çıplak gözle izlemek; bırakın attığı golü, onun tek bir çalımına bile şahit olmak futbolu seven bir adam için dünyanın en büyük keyifiydi. O güzel futbol akşamında; rakip dost Sarıyer, maç ise 3-1 tamamlanırken, Şeytan ilk golü atmış, henüz yarım saat dolmadan bir de penaltı yaptırmıştı.
Fenerbahçe'ye son 15 sene içerisinde çok iyi oyuncular geldi. Şampiyonluklar kazanıldı. Ezeli rakibe 6 tane atıldı. Zico ile Şampiyonlar Ligin'de çeyrek final geldi. 15 senede nereden bakarsanız bakın, en azından 15 kere! çok iyi top oynadı Fenerbahçe ama Rıdvan'ı anımsatan bir oyuncu giymedi çubukluyu bunca senedir.

Rıdvan kadar yeteneklisini bulmak kolay mı arkadaşım diye kulaklarımı çınlatanlar vardır. Zor elbette ama O'nun kadar yetenekli olmasa da, futbol meziyetleriyle beni ilk maçı hariç her seferinde heyecanlandıran bir adam var son 3 sezondur Fenerbahçe'de...

Gökhan Gönül, 2007-08 sezonunda Zico'nun 11 benzemez ile çıktığı Gaziantep maçında ilk kez Fenerbahçe formasıyla arz-ı endam ederken, bu sefer ben veli konumunda yanımda biricik kuzum tribünde idik. Gökhan'ın üzerine ürkek hamleleri ve kısa boyu sebebiyle çarpıyı atmış, Kadıköy çocuğu Can ve bizim oğlan Semih'i beğenmiştim.

İşte ilk maçında üzerine haddim olmayarak çarpı attığım adam, Rıdvan, Uche ve Alex'den sonra benim yeni aşkım oldu. Sağ bekin özel seyircisi olur muymuş?...Olma mı güzel kardeşim.
Futbol gönlümün yeni sahibi Gökhan, son haftalarda formsuz. Kayseri deplasmanında verilen yığınla pozisyon, Kasımpaşa maçında yenilen goller, Beşiktaş maçında yenilen üç gol ve en son Twente deplamanında verilen pozisyonların neredeyse hepsi onun savunduğu kanattan geldi. Önünde Kazım oynarken suçu yanık tenli oğlana, yanında Önder oynadığı vakit bu sefer Belçika göçmeni kardeşine attım ama gördüm ki sorun önünde-yanında oynayan adamlardan ziyade kendisinde. Yine güçlü, yine çok koşuyor ama bilmem nedendir savunmayı yarım yapar oldu.

Yakın zamanda, iki kötü sonuç daha alınırsa eğer, çıkmasın ileri, önce kendi kanadını savunsun diyenler artacaktır. Onlar söylemeden ben içimden geçeni paylaşayım. Sen bindir Gökhan, topla çık, duvar ol, pas yap, çizgiye in, orta yap, gol at...

Baltalar, Turacılar ve niceleri 20 metrenin içinde kanadını savunsa nolur, benim futbol canımı sıktıktan sonra.

30 Kasım 2009 Pazartesi

El Almaz

Galatasaray 1:3 Fenerbahçe ( Erkek Voleybol)

Fenerbahçe 1:0 Galatasaray ( A2 Ligi)

Galatasaray 0:3 Fenerbahçe Acıbadem (Bayan Voleybol)

Fenerbahçe 3:1 Galatasaray (Erkek Futbol)

Galatasaray CC 0:20 Fenerbahçe Ülker [(Erkek Basketbol), (Hükmen)]

Galatasaray 77:84 Fenerbahçe (Bayan Basketbol)