18 Ekim 2008 Cumartesi

Yat yat nereye kadar hocam!


Hakem 5 dk uzattı , 6. uzatma dakkasında attı golcü. Benimde içimin yağları eridi. Galibiyet için değil , yerden kalkmayan takımının hocası Yılmaz Vural'ı dizlerinin üzerinde emeklerken gördüğüm için.

Kocaelispor 2 - 3 Fenerbahçe

...İşte maç #2

Ne varsa Bundesliga'da var.
Hele maçın içinde Werder Bremen yada Hoffenheim varsa hiç düşünmeden oturun sihirli ekranın karşısına. İki takımdan birinin dahil olması bile maçı bu kadar seyredilebilir kılıyorsa, varın hesaplayın ikisi karşılaştığı vakit ortaya nasıl bir maç çıkmıştı. O gün ...İşte maç demiştik, bugün işte maç yazılarından seri yapmaya karar verdik.

Werder Bremen ve Borussia Dortmund karşılaştı bu hafta. İlk yarısı golsüz biten maçın ikinci yarısında deplasman ekibi Frei'ın attığı golle öne geçti. Bu gole Baumann'la cevap veren Bremen bir gol daha yedi ve Dortmund öne geçtikten sonra elde ettiği kontra fırsatlarını değerlendiremedi. Eşim, şükürler olsun "..22 adam işte bi topun peşinde koşuyolar ne anlarsınız şu oyundan " klişesinde olduğu kadar sığ bakmasada dünyanın en güzel oyununa C.tesi günü hele güneş kendini göstermişken Ekim ayının ortasında hadi çıkalım bu maç böyle biter söylemlerini sıklaştırmaya başlamışken Pizzaro attı 88'de maç eşitlendi bir kez daha.
90+1'de kolay görünen fakat dünyada o tarz golleri bilinçli atacak topçu sayısının 10'u geçmeyeceği muhteşem bir golle Bremen'i öne geçirdi. Bu sefer bende yazık oldu Dortmund'a diye ayağa kalmışken Zidan oturttu yerime. 90+2'de gelen gol maçında hakkını verdi, Dortmund'unda.
İşte maç...

Werder Bremen 3 - 3 Borussia Dortmund

Sinyor

1993'ün ümitleri 1996'nın A millilerini önce Akdeniz Oyunları şampiyonu yapıp 3 sene sonra tarihimizde ilk kez Avrupa Şamiyonasına katılmamızı sağladı. Galatasaray ile 4 Lig , 2 Türkiye Kupası ve 1 UEFA kupası "imparator" yaptı Terim'i.
İtalya'nın yolunu tutunca milenyumla beraber "sinyor" oluverdi birden. Muhteşem giden kariyeri sekteye uğradı Serie A'da. Floransa'dan kovuldu , Milano'da iş buldu. Ordada sezonu tamamlayamadan kürkçü dükkanına geri döndü. Şampiyon olan takımın başına "imparator"'luk günlerinin hatırına damdan düşer misali yeniden geldi. Milan'a aldırdığı Kutuzov misali transferler yaptı, taktikler denedi...Olmadı,olduramadı bir türlü.
Takmadığı apolet kalmamış Türk futbolunun efsanevi hocası 5 sene içinde elde ne var ne yoksa tüketmiş, kariyeri sıfırlamışken gel bakalım dedi büyük ağabeyler.
Milli Takımlar teknik direktörlüğüne getirilen Terim, takımını Dünya Şampiyonası finallerine götüremedikten sonra Euro 2008'e güç bela katılmaya hak kazandı. Petr Čech elinden kaçırdı, golcü sol ayağıyla son saniyede vurdu, milli takım tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası finallerinde yarı final oynadı.
Küllerinden doğan hocanın sözleşmesini o gün uzatmayanlar, bugün 2012'ye kadar sözleşmesini uzatmaktan bahsediyorlar. Kamuyouna hocamızın arkadasındayız demek için hem çok uzun hemde çok pahalı bir mesaj bu.
***
PS: Fatih Terim'den haz etmediğimizle ilgili blogda daha önce yazılmış yazılar mevcut. Sporculuk ve teknik adamlık kariyerinde hırs kisvesi altında gerçekleştirdiği bir çok eylem bizim spora bakış açımızla uyuşmadığından ötürürüdür bu durum. Kariyerinin büyük bir kısmını ezeli rakipte geçirmesinden değil.

Auto Show 2008

Auto Show 2008 için son 2 gün.
Gidip görmek lazım.

Eli İşte Gözü Oynaşta...

..der annem hep aynı anda 2 iş yapmaya çalıştığım vakit.
Thierry Henry'ninde aynı hesap. Chris Paul gelmiş taa Amerika'lardan Barselonaya. Fransız'da kaçırmamış almış yerini salonda. Gözü tek el jump shot'da kulak hatunda.
NBA Europe Live 2008
Hornets 87 - 72 Wizards
(Daha 5 dk var bitmesine ama uykum geldi,benden bu kadar.)

17 Ekim 2008 Cuma

Diego

Arjantin 1973'den bu yana ilk kez komşu Şili'ye kaybedince Alfio Basile görevinden istifa etti.
Miguel Angel Russo, Sergio Batista, Diego Simeone ve Carlos Bianch
i adaylar arasında. En güçlü aday Pekin'den boynunda altınla dönen Olimpik milli takım hocası Sergio Batista.
Meksika 86'da dünya şampiyonu olan Arjantin milli takımı kadrosunda oyuncu olarak bulunan Sergio Batista göreve gelirse , yardımcılığına yine aynı takımın savunmasında oynayan ve şu andada 17 yaş altı Arjantin milli takım hocası olan Jose Luis Brown'ın getirileceği söyleniyor.
86 Dünya Kupasının tartışmasız, futbol tarihinin ise 1 yaklaşık sonuçla en iyi oyuncusu Maradona'da iki eski takım arkadaşından oluşacak bu ekibe menajer olarak katılsa fena olmaz sanki.

Oldu mu şimdi?

Kolombiya maçı öncesi Maracana tribünlerinden destek istiyor istemesine Robinho ancak yanlış anlaşılmaya müsait olan bu hareketi buralarda yapmasın sözleşmesini fesheder yollarlar valla duruşunu beğenmedikleri için.

Brezilya 0 - 0 Kolombiya

Cristiano Ronaldo


Bakmayın yatttığına, vuramamış Arnavut kardeşim ağzının tam ortasına.

Portekiz 0 - 0 Arnavutluk

16 Ekim 2008 Perşembe

İt Oğlu İt

Futsal 2008


Futsal hakkında 10 gün önce yazmıştık Rusya'nın Solomon Adalarını 31-2 mağlup ettiğini abuk grup maçından sonra. Brezilya'da devam eden dünya şampiyonasında bu akşam finalistler belli oldu. Bana denk geliyor olsa gerek , çok ilginç bir yarı final mücadelesi seyrettim bu seferde. İtalya ve İspanya'nın karşılaştığı mücadelenin normal süresi 1-1 tamamlandıktan sonra uzatmanın her iki yarısında karşılıklı atılan gollerle maç 2-2 bitecek derken kararının verilmesi yarım saatten fazla süren trajik bir golle İspanya finalist oldu.
İtalya'nın resimde görülen 10 numaralı oyuncusu Foglia'nın skorbord 50'00" (20' şer dakikalık iki devre olarak oynanan futsal,eleme müsabakalarında eşitlik bozulmazsa 10'ar dakikalık 2 uzatma ile devam ediyor) gösterirken kendi kalesine kaydettiği golle sonuçlanan maç Futsal mücadelelerinde skorborda salise hanesininde eklenmesi gerektiğini belgeledi.
Pazar günü oynanacak Brezilya-İspanya finalinde unutulmaz inşallah bu detay.

15 Ekim 2008 Çarşamba

Lokal Anestezi

Uyuştum yine milli takımı izlerken.
Ayhan'ın 10 numara , Sabri'nin duran topları kullandığı takımı ben içime sindiremiyorum. Skor ne olursa olsun...

Top 10

Tottenham'ın yeni forveti, kendi Rus adı Roman Pavlyuchenko ülkesinde Stavropol Belediye Meclisine Putin'in Birleşik Rusya Partisinden girince, İngilizler siyasi görüşleriyle ön plana çıkan 10 futbol adamını listelemişler.
  1. Lilian Thuram : Irkçılığa karşı mücadele eden Karayip Adalı-Fransız milli futbolcu, 2005 senesinde göçmenler ile Fransız polisi arasında çıkan olaylar sırasında çoğu Afrika kökenli olan göstericiler için pislik diyen Nicolas Sarkozy'nin karşısında yerini almıştı.
  2. Diego Maradona : Fidel Castro ve Venezuealla Başkanı Chavez'le kanka olan Maradona, George Bush ve ABD politikalarıyla fiilen mücadele eden bir solcu.
  3. Cristiano Lucarelli : Solcu falan değil , bildiğin komünist. Livorna tribün grubu Brigate Autonome Livornesi(onlarda solcu elbette) 1999 senesinde kurulduğu için sırt numarası 99.
  4. Javier Zanetti : Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusunu desteklediğini açıklamakta bir mahsur görmeyen, finansal destek amacıyla İnter kabul ederse dostluk maçı yapmak istediğini söyleyen Arjantinli efsane.
  5. George Weah : Futbolu bıraktıktan sonra Liberya devlet başkanlığına aday olabilecek kadar siyasetin içinde eski Milan'lı futbolcu.
  6. Brian Clough : Nottingham Forest'in efsanevi menajeri madenci grevlerine katılan bir solcu. İşçi Partisi tarafından iki farklı seçimde parlamenter adayı olması teklif edilmiş ancak, o futbolun içinde kalmayı tercih etmiş.
  7. Christian Abbiati : Geçtiğimiz aylarda birden faşist olduğunu açıklama gereği hissetti. İtalyanlarda sık rastlanan bir akım.
  8. Algimantas Liubinskas : Litvanyalı antrenör Pavlyuchenko'nun aksine futbolla beraber siyaseti götüremediğinden , teknik adamlıktan istifa edip futbol ve sporun gelişimi için meclis sıralarına dahil oldu.
  9. Frank Lampard : Muhafazakar Parti lideri David Cameron'la iyi ilişkiler içinde olan oyuncunun nede olsa West Ham'da Di Canio ile aynı havayı solumuşluğu var.
  10. Paolo Di Canio : "Irkçı değilim,faşistim." diyen ilginç futbol siması.
Konuya ilişkin iki adet incelemeye FlyingDutcman imzasıyla aşağıdaki linklerden ulaşabilsiniz.

Futbol Dünyası

Futbol dünyanın her köşesinde aynı. Oynanan sistemler 3 aşağı 5 yukarı birbirinin kopyası. Takip eden gazeteciside aynı, tribünde bağıranıda.
Polemikleri bile aynı...
Sergen mi oynar Şifo mu?
Tümerle Alex beraber oynar mı?
Ricardinho mu, Delgado mu?
...
Adalıların milli maçlar öncesi derdi ise bizimkine benzer ancak kahramları bizimkilerden çok farklı.Daily Mirror sormuş ; "Belarus maçında milli takım orta sahasında kim oynasın" diye.
Aceto sorunca geçtiğimiz hafta yanıtlamıştık biz bu soruyu ancak fazla anket göz çıkarmaz.

13 Ekim 2008 Pazartesi

Seyir Zevki

Maç stadda izlenir.

Vinni Jones

Haftasonu Gascoigne'den söz ederken , başka bir günde Vinnie Jones'dan bahsederiz demiştim. Benim mi kalbim temiz onun mu aşağıdaki resme baktıktan sonra tartışılmaz ancak geçtiğimiz Cuma günü vizyona giren filmi bu bahsin tamda üzerine denk geldi.
Lock Stock And Two Smoking Barrels'ı izlediğim en eğlenceli 5 film arasına gözüm kapalı koyarım. Küçük oğluyla beraber tahsilat yapan Big Chris adlı bir Guy Ritchie karakterini canlandırmıştı Vinni Jones o filmde.

Yeni vizyona giren filmde ise(The Midnight Meat Train) namına uygun olarak bu sefer bir seri katili oynuyormuş. Haftasonuna dek seyredebilirsem , postun altına iliştiririm yorumumu.

Futbolculuğu...Bergkamp anlatsın.)

Wakabayashi Futbol Okulu

Fenerbahçe Spor Kulübü Kış Dönemi Futbol Okulu için resmi sitede verdiği ilanda minik kardeşlerimizinde ilgisine çekmek adına olsa gerek yukardaki resmi uygun görmüş. Her ne kadar Fenerbahçe taraftarına kaleci beğendirmek oldukça zor olsa da, Lukovcan'dan bu yana Fenerbahçe'nin kaleciden yana sıkıntı çektiğini hatırlamıyorum...
Tony Schumacher ve Robert Enke dışında Türk oyuncuların planjon yaptığı Fenerbahçe kale sahasının son 20 senesindeki isimler şunlar:
  • Engin İpekoğlu
  • Altay Dağdelen
  • Rüştü Reçber
  • Murat Şahin (Altyapı)
  • Fevzi Layiç
  • Oğuz Dalaroğlu (Altyapı)
  • Recep Biler (İlk profesyonel sözleşme)
  • Volkan Demirel
  • Serdar Kulbilge
  • Volkan Babacan (Altyapı)
Engin İpekoğlu dışında transfer edilen tüm kaleciler, geldiklerinde 20'li yaşların başında gelecek vaad eden kalecilerdi. Fenerbahçe'de işler sarpa sarmışken uzun zamandır doğru yapılan bir işin altını çizelim bari...

12 Ekim 2008 Pazar

Boubacar Sanogo

Gol attıktan sonra abuk parandeler atan topçular her daim manasız gelmiştir bana. Sonunda olimpiyat madalyası verilmeyecek vede bu taklaları atarken olası bir kazada düşeceğiniz zemin minder değilken insanın kendini böyle riske atması çok garip. Genelde orjini Afrika'ya dayanan bu arkadaşlar sporun her dalında yetenekli olduklarından olsa gerek attıkları golleri tüm sporların anası atletizme gönderme yaparak kutluyorlardır belkide.

Dünyaya baş aşağı bakan futbolculardan biriside Werder Bremen'li Boubacar Sanago. Afrika'nın kuzeyi ve Arap yarım adasında oynadıktan sonra Bundesliga'da adımlarını sağlam atan Fildişi Sahilli oyuncu Drogba'nın sakat olması sebebiyle forma giyemediği dünya kupası elemesi maçında 2 gol atarak taklalarına devam etmiş.
Bu resmin ise taklalarla alakası yok. Az önce bahsettiğim iki golden birini kaydettikten sonra oyuncu takım arkadaşlarından tebrikleri kabul ederken görülüyor. Geçtiğimiz günlerde Crouch'u özne yaptığım "Pivot-Santrafor" isimli postu hazırlarken uzun süre Crouch'un Portsmouth'da partneri olan Defoe ile yan yana bir resmini aramışta bulamamış uyuz olmuştum.
Neye niyet neye kısmet...1,88'lik Sanago ile 1,63'lük Bakari Kone'yi aynı karede görünce dayanamadım ekledim bu resmi.

Guzzle

Yukardaki kare hem işlediği tema hemde olayın kahramanları açısından futbolun klasik fotoğraflarından biridir. Ada futbolunun temsilcileri olan İngiliz Paul Gascoigne ve Galli Vinnie Jones'un futbol dışındaki kariyerleride oldukça renklidir. Bana eski futbolcudan daha çok aktör gibi gelmeye başlayan Vinnie Jones'dan başka bir gün bahsederiz, şimdilik "Big Chris" 'in altındaki imdb linkiyle idare edin.
Paul Gascoigne , nam-ı diğer Gazza ve bir başka lakabıyla Guzzle...
İtalya 90'ın ardından bütün taraftarların Gazza dediği tombul ama bir o kadarda yetenekli futbolcunun bizim futbol dünyamızdaki muadilini gözümüzün önüne getirmek pekte zor olmasa gerek. Kariyerinde benzer iniş-çıkışları olan, yeteneklerini sahaya tam olarak yansıtmayan, futbol dışında yaşadıklarıyla her zaman gündemde olan , bir o kadar tombul olan ve şu sıralar değerli futbol yorumlarıyla bizleri bilgilendiren bizim oğlan şükürler olsun henüz Gazza kadar dağıtıp bar basmaya başlamadı.
Lazio'da oynadığı yıllarda takım arkadaşı olan Hollanda'lı Aron Winter, Paul Gascoigne'in Roma'daki ilk günleriyle ilgili Hollanda'da yayınlanan bir futbol derisiyle yaptığı söyleşide :
"...Bu adam kesinlikle manyak." demiş.
Sene 1992, sene 2008 değişen bir şey yok.

10 Numara

Benim 3 numaram onun 10 numarası. Tamda sporcu ahlakından bahsetmişken denk geldi.

Türkiye 2 - 1 Bosna Hersek