
13 Haziran 2009 Cumartesi
Deniz Barış 24

Hadi Baştan

Müessese kulüplerinin amatör branşlara verdikleri ortada ancak bu işi hayrına yapmadıkları da malum. Efes Pilsen şampiyonlukları domine ettiği vakitte dahi basketbolun ülkede popüler hale gelmesi ancak ve ancak Fenerbahçe gibi kar amacı olmayan spor kulüplerinin rekabetin içine dahil olması kaydıyla başarılabilecektir. Basketbol fedarasyonun ve Efes Pilsen gibi müessese kulüplerinin bindikleri dalı kesmemeleri ve gerçek taraftarları küstürmemeleri gerekmektedir. Masa başı oyunlar, Kerem Gönlüm misali trübünlere oynayan oyuncular ve Ergin Ataman tarzında sportif ahlaktan bihaber insanların uzak tutulması uzun vadede hem Türk basketbolunun hem de Efes Pilsen'in yararına olacaktır.
Serinin devamı için söyleyeceklerim ise en başta söylediklerimin tekrarı olacak:
Sonuç ne mi olur? En fazla 2 maç alırlar ama 4-0'a da şaşırmam...
12 Haziran 2009 Cuma
Çakma Louis Vitton yeter de artar...

Ama eşi memur, kendi ev hanımı hangi mantıklı ana tamam evladım iyi o zaman anneannenden yadigar yüzüğümü satıp üstünüde ihtiyaç kredisiyle tamamlayıp alırız sana istediğin çantayı der?
Sen önce Samet Aybaba ile anlaş, sonra git İsveçli Eriksson'u Trabzon'a getirmeye çalış. Ortası yok mu kardeşim bu işin...
11 Haziran 2009 Perşembe
14
Roland Garros'ta 14. şampiyonluk gelince Wimbledon'da Federer'e Sampras'ı geçme şansı doğdu.Nike hemen el atmış bu rekabete.
Kadırgalı Aysel Aplam
9 Haziran 2009 Salı
Nejat Abinin Gönlü Olsun
Son periyoduna 6-0 ile başlayıp aradaki farkı 15'e çıkardıktan sonra kaybedilen maçın ardından mağlubiyeti izah etmek olası değil. Efes Pilsen'in son kozunu oynayarak dakikalarca yaptığı alan savunmasını sadece bir kez Emir'in yaptığı penetreyle bozan Fenerbahçe, bunun dışında manasız paslaşmalar ve zorlama şutlar ile rakibini maça ortak etti. Solomon'un atadan basketbolcu Sinan Güler karşısında mental olarak tükenmesine karşın onda ısrar etmek Fenerbahçe'nin maçı kaybetmesindeki birincil sebepti kanımca.
Ancak 15 sayı farktan son periyotta maç vermek için sadece bizim kötü olmamız yeterli değildi. Thornton ve Shumpert çok yüzdeli oynayarak farkın kapanmasına yol açarken hakem üçlüsünden Alper Altuğ Köselerli çok kritik pozisyonlarda Fenerbahçe aleyhine çalıştı. Son 1 dakika içinde Thornton Green'den topu ayağıyla çaldı, gördü devam ettirdi. Son 10 sn'de Solomon topla çıkarken uzun kollu Güler bu sefer ellerini kullanmak yerine bacağını Solomon'un önüne koyarak (bunun adı faul) topu kapıp takımını öne geçirirken aynı hakem pozisyonun içindeydi. Faulü çalsa iki atış kullanacakken, görmezden gelince 2 sayı geriye düşülmüş oldu. Ataman'ın ağlamaktan kuruyan göz pınarlarının hakkı 3. maçta teslim edildi. Hayırlı uğurlu olsun...
...Son sözde Nejat Sayman'a. Öz ağabeyimiz vakti zamanında parkenin tozunu nice yuttuğundan ötürü basketbol camiasındaki isimlerle ilgili yorum yazarken iki kere düşünüyorum. Nejat Hoca'ya saygımız var, işin ilginci benim aklımda Fenerbahçe taraftarı olarakta kalmış hoca. Ancak final serisinde ısrarla Efes Pilsen lehine bariz yorumları, 2. maçta Yunan kenardan topu çıkaramadığı vakit üzüntüsünü "Ne yaptın lan?!" nidasıyla canlı yayında dillendirmeye kadar vardı. Son maçın 3. periyodunda oyuna giren Sinan Güler, kaptığı topla turnike atma hayaliyle çembere yaklaşırken 2 adım geriden gelen bizim Smith'den ömrü hayatında yediği en güzel bloklardan birini yedi. Yorum yapılacaksa eğer pozisyonla ilgili bloğun ne kadar muazzam olduğunun vurgulanması gerekirken, Nejat abi sanki hiç o pozisyon olmamışcasına Sinan'ın çaldığı topu hatırlatmak için "Sinan'ın oyuna girdiği belli oldu..." mealinde manasız bir yorum yaptı çocuğun yediği bloktan feleği şaşmışken.
Benzeri örnekler defalarca sergilendi son 3 maçta ve ligin kalitesi adına final serisinin 4-0 sonuçlanmasını arzulamayan (konuya ilişkin daha iyi niyetli bir yorumu olan varsa beri gelsin) Nejat Sayman'ın istediği oldu. 4-1 olsun hocam oda kabulümüz.
Fenerbahçe 91-98 Efes Pilsen
7 Haziran 2009 Pazar
Roland Garros 2009 - Alles Roger








Rudy Tomjanoviç 95 NBa final serisinden sonra "bir şampiyonun yüreğini asla hafife almayın" demiş.Federer bugün bunun ne kadar doğru olduğunu kanıtladı.Özellikle geçen seneki Wimbledon finalinden sonra Federer bitti diyenlere gereken cevabı verdi.Şimdi sırada Wimbledon var.5 sene üst üste şampiyonluktan sonra geçen sene kaybettiği ünvanı almak istiyor ve bence en büyük favori.


