1 Ağustos 2013 Perşembe

Hadi geçmiş olsun...

4-1-3-2 ile gönül bağı olan bendeniz, orta saha koşan ve basan üç adamdan oluşsun da varsın isimleri Maldonado,  Selçuk Şahin ve Deniz Barış olsun dileyecek kadar saplantılıyım.

Kadroyu gördüğüm vakit budur dedim. Tek çapa Topal; Meireles, Emre ve Alper’den oluşan üçlü orta saha; Kuyt ve Webo çift forveti ile önde basacak, sahayı rakibe dar edecek Fenerbahçe sanıp umutlandım, yanılmışım.

Webo ilerde yalnız, Kuyt sol, Alper sağ açık başladılar maça. Alper ezberinde olmayan kanattan içeri girmeye çalıştıkça hocası çizgiye çağırdı onu. Kuyt zaman zaman Sow ile değişerek solda oynasa da sağ çizgiye daha bir aşinaydı. Meireles ve özellikle Emre evlere şenlik olunca bütün yük Topal’ın üzerine kaldı. Ayağından eksik etmediği dizliğiyle her yere yetişti örümcek adam.

Adamların beklendiği üzere önde baskı yapmasına, bizim dağınık oyunumuz da eklenince maçın ilk 35 dakikasında soluk alamadık. Bizim oyun öyle bir dağıldı ki bir ara, kaleci Volkan hariç herkes yerini arıyordu. İlk yarının son 10 dakikasında Alper içeri yaklaştı, orta saha oyuncuları biraz yerlerini bulmaya başladı ve nispeten dengelendi oyun.

İkinci yarı başlarken kötü oynayan Emre çıkar Cristian girer, hadi o olmadı sarı kartlı Emre çıkar Sow girer ve Alper ortaya geçer, hatadan dönülür ve biraz hücum aklı dahil olur oyuna diye umdum ama yok… Gol yemeden sistem değiştirmek yasssak arkadaşım.


Avusturya takımı maçın başından beri hak ettiği golü neyse ki yetmişlere doğru buldu ve bize top oynamaya hala vakit vardı. Sow ve Cristian’ın oyuna girişiyle hücum ve orta saha kimlik kazandı. Webo garibim sadece şişirilen topları indirmekten mesul pranga mahkumluğundan kurtuldu. Cristian araya ve kanatlara toplar attı, Sow adam eksiltip çerçeveye vurulabileceğini hatırlattı. Kuyt sağdan bir bindirdi, iki bindirdi, üçüncü bindirmesi hacı Sow’a kısmet oldu ve penaltı geldi. Kuyt atar sandım Cristian topun başına geldi ve bir kez daha yanıldım ancak hiç sorun değil.)

Red Bull Salzburg 1-1 Fenerbahçe