30 Ekim 2010 Cumartesi

Fenerbahçe Yine Yenildi!

Biricik kuzum tarafından cici annem olan, futboldan anlamayan ancak çocuklarının hatırına Fenerbahçe için duasını esirgemeyen "Cici" ile Bursaspor maçının ertesi sabahı aramızda geçen sohbet; Fenerbahçe'nin durumunu, rakiplerin bakış açısını ve medyanın elindeki körüğün kapasitesini harika özetleyen üç beş cümleden ibaret  idi...

Cici: Oğlum, Fener dün Bursa'ya da yenilmiş ha?...
Ben: Yok cici, 1-1 bitti.
C: Öyle mi??? Ama geçen gün yenilmişti değil mi birine, Beşiktaş'a mı?
B: Hayır, o maçta berabere bitmişti....
C: Doğru ya, Galatasaray'a yenilmişti edepsizler!
B: Yok hayır cici, o da berabere bitmişti ama Fenerbahçe'nin kazanamadığı maçı biz kaybedilmiş sayarken, rakipler galip ilan ediliyor her seferinde...

Bursaspor 1-1 Fenerbahçe

25 Ekim 2010 Pazartesi

Herkes Haddini Bilecek

Puansız seneler deste, ezeli rakibin hocası "roman", maçın hakemi de köstek olunca çiçek gibi bir maç oldu!

Yıllardır makus talihlerini değiştirmek ve tarihe geçmek için aşırı motive olarak Kadıköy'ün yolunu tutan topçu güruhu, bu sefer yazının başlığına gönderme yaparcasına kaybetmemek için sahadaydı. Maça üç çapa, üç stoper, bir bek ile başlayan ezeli rakip, savunmanın arkasına atılacak serseri topların takibi için Pino'yu, sahada serserilik yapıp maçı germek için Elano'yu, eli belinde dolaşması için ise Misimovic'i görevlendirmişti.
 
Maçın ilk yarısında Cana, Sarp ve Ayhan ile önde tekme atan Galatasaray orta sahasını geçmeyi başaran Fenerbahçeli bilekler, Lucas'a çarptı. Onu da geçmeyi başaranlar Sabri'nin altında kaldı. Kırk beş dakikada sekiz haftalık koşarak tükenen Galatasaray, ikinci yarıyla beraber çözülür derken, Karpatların Maradona'sı yanında oturttuğu son ön libero olan Barış'ı Misimovic ile değiştirerek, tekme atma direnci düşen takımına ligin bu konuda en mahir oyuncularından birini ekledi.
Lucas'a  gösterdiği sarı kartın ardından tertemiz bir "fuck off" ile ödüllendirilen hakem, ikinci yarı Alex'in bileğine bastığını gördü de Avustralyalı'nın, sarı kartını çıkaramadı cebinden ecdadına dokunmasın diye"fuck"ın ucu.

Seksenli yıllardan kalma bir futbolun oynandığı sahada; ikinci yarı tam beş oyuncu değiştirildi, kaleci Aykut her kale vuruşuna yarım dakikada konsantre olabildi, sedye sahaya girip çıkmaktan yalama oldu olmasına ancak, bedeni sahada, zihni geride kalmış hakem kazara gol olmasın diye üç dakika lütfetti maçın sonuna.

Hem Hagi'nin hem hocanın istediği oldu ve Sabri kardeş çocuklar gibi mutlu oldu...

Fenerbahçe 0-0 Galatasaray