28 Ağustos 2009 Cuma

Eğri Denklemi

[ De Souza x (2 Alex + 1 Devid) + 1,5 Andre Santos + 3 Fırın Ekmek ] = 1 Tabata

Stoke City mi???

Boro der ki Tuncay ve Huth için Stoke City ile anlaştık gerisi oyunculara kalmış...
Stoke City yanıtlar biz 5 milyon £'u saydık Huth'u kaptık...
Bizim haber ajansları ise Tuncay'ı da Stoke City'li yapmış pazarlıklar sürerken hala...

Hayırlara vesile olsun ancak Tuncay'ın yaptığı işin, askerlikten yırtmak için teknik üniversite mezunu bir mühendisin gidip de elin Amerikalarında pompacılık yapmasından farkı yok benim nazarımda.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Kaptan

"Kaptan olarak kariyerimin son yılımı Fenerbahçe Ülker'de şampiyonluk yaşayarak tamamlamak istiyorum. Karimin son dönemlerini yaşayan bir oyuncu için bunun ne büyük bir onur olduğunu çok iyi bilen biriyim. Beko Basketbol Ligi'nin kalitesinin arttığı her yıl da biz de Fenerbahçe Ülker olarak gücümüzü arttırıyoruz. Mücadele edeceğimiz üç kulvarda da başarılı olmak için ben de takım kaptanı olarak elimden geleni yapacağım"

25 Ağustos 2009 Salı

3. Hafta

Futbolu bildiğini düşündüğüm bir çok insan yaptıkları yorumlarla hayal kırıklığı listesine isimlerini ekliyor her geçen gün...

Türk futbolunda aktif meslek hayatını sürdüren hocalar arasında anti-futbol üzerine sistemini kuran 3 teknik direktör say deseler bir an bile tereddüt etmeden listenin başına yazacağım Ziya Doğan, ilk 2 hafta sonunda aldığı başarılı saha sonuçlarından ötürü ülke futbolunun en saygıdeğer hocalarından biri oluverdi.

Tekme atmanın adının adam adama markaj veya "son senelerde görülen en etkili pres" olarak taçlandırıldığı maçta Diyarbakırspor 30'a yakın faul yaptı. Fenerbahçe'nin yaptıklarıyla beraber 45'i bulan faullerin ardından çıkan sarı kart adeti 7. Dört tanesi Fenerbahçe için üç tanesi ise ev sahibi için çıktı yakışıklı hakemin cebinden. Ancak işin ilginç tarafı bu 7 karttan sadece 2 tanesinin sebebi rakibe yapılan faul idi. Geri kalanı hakemin kararlarına yapılan itirazlardan sonra çıktı. Oyun kurallarında ihtar verilecek haller arasında bir oyuncu "oyun kurallarını devamlı ihlal ederse" sarı kart gösterilir der. Yukardaki fotoğraf karesinda yaptığı faullerden bir tanesi görünen Erdal Güneş, oyunda kaldığı bir saat boyunca benim saydığım 8 tane faul yaptı ve maçı kart görmeden tamamladı. Bu kadar üzerinde durduğum bu sistemli tekme atma hadisesi ve maçın hakeminin bu duruma çanak tutması oyunun ilk yarısının özetiydi.
Rakibin sert oyunu ve hakemin manasız tutumu karşısında oyundan düşen Fenerbahçeli oyuncular bu sezon en iyi yaptıkları pas oyununu ilk yarı sadece bir kez gerçekleştirerek sezonun en güzel gollerinden birini henüz 3. haftada atınca kendilerine geldiler. Rakibin ilk yarı attığı tekmelerden yorgun düşmesinin de yardımıyla bulunan onca pozisyondan sadece 2 tanesini değerlendiren Fenerbahçe 3. haftada 2. deplasman galibiyetiyle senelerdir yaşadığı dış saha korkusundan sanki sıyrıldı.

Diyarbakırspor 1-3 Fenerbahçe

Amed Aslanlarına Selam Olsun

15 Ağustos 1984...
PKK Eruh ve Şemdinli'yi basmış. Dönemin başbakanı Özal (soyunu sopunu boşverin) :
“Birkaç çapulcu eşkıyanın işi!” demiş ve sıyrılmış işin içinden.
Bu ilk silahlı saldırının üzerinden 25 sene geçmiş ve ülke topraklarında şehit gömülmeyen köy mezarlığı kalmamış. Evlatlarını yitiren anaların gözlerinden süzülen yaşlar deryaları doldurmuş ve biz hala açılımdan bahsediyoruz. Mazlumun kim, zalimin kim olduğunu tartışıp duruyor ülkenin sözde aydınları...
...
-15 Mayıs 2001...

İkinci lig yükselme grubunda şampiyonluk mücadelesi veren iki ekibin karşılaşmasında futbol ve terör nasıl aynı gazete sayfasına dahil olabilir öğrenmiş olduk.
Diyarbakır-Altay maçı öncesi yaşanan utanç verici olaylar ve bir yığın çirkinlik, Türk Futbol Tarihi’ne kara leke olarak geçti.
Yerel basına hiç dokunmayan ve kendini stat yöneticisi olarak tanıtan bir görevlinin, İstanbul ve İzmir’den gelen tüm gazetecileri makinalarıyla bir odaya kilitlemesi ise bardağı taşırdı. Altay’ın stada girişi uzun süre engellenirken, elektrikler kesik diyerek, "Şimdi jenaratörü çalıştıracağız" bahanesiyle konuk takımın soyunma odasına zehirli gaz sıkılması herkesi şaşkına çevirdi.
Yoğun dumandan kurtulmak için kendilerini sahaya atan Altaylı futbolcuları bu kez başka bir sürpriz karşıladı. Siyah - Beyazlı futbolculara tribünlerden bir yığın patlayıcı madde yağdı. Görüntü almaya çalışan TRT kamerasının önünde ise nöbetçi topluluk (!) sürekli engel yaratırken, bir ara kameranın üzerine Diyarbakırspor bayrağının örtüldüğü gözlendi. Birçok Altaylı futbolcu kafalarına isabet eden yabancı cisimler sonucu yaralandı.

-31 Mayıs 2003...
2003 sezonun son haftası Bursaspor, Altay ve Elazığspor küme düşen son takım olmamak için ellerinden geleni yaparken, Diyarbakırspor alenen şike yaptı ve Elazığspor ligde kalırken Altay ikinci lige düştü ve hala geri çıkamadı.
Elağzıspor, Diyarbakır'ı deplasmanda 2 - 1 yendi, Süper Lig'de kalarak taraftarını sevindirdi. Bordo - Beyazlılar, ilk yarıda 31. dakikada Da Silva, 39'da Erhan ve 40'ta Mezsaros ile gole yaklaştı ancak başarılı olamadı. Golsüz biten devrenin ardından Elazığspor'un beklediği gol 63'te Eren'den geldi. İki dakika sonra bu kez Da Silva, skoru 0 - 2 yapıp takımını rahatlattı. 74'te Murat Hacıoğlu karşılaşmanın skorunu belirledi: 1-2.

-26 Şubat 2006...
Terör bir kez daha futbol sahasında.
Diyarbakır-Konya maçının 87. dakikasında taraftarlar sahaya girdi. Bu grubun futbolculara saldırması üzerine polis havaya ateş açarken, hakem Kuddusi Müftüoğlu karşılaşmayı tatil etti

-24 Ağustos 2009...
Diyarbakırspor taraftarı karşılaşma boyunca zemine yabancı madde yağdırırken, ikinci yarıda bir kişi elini, kolunu sallayarak sahaya daldı.
Maç sonrası stat dışında büyük arbede çıktı. Diyarbakır taraftarı, emniyet güçlerine taş yağdırdı.

Bu ülke bütün iyi niyetiyle, sporun birleştiriciliğine de güvenerek Diyarbakırspor'un bugüne dek ortaya koyduğu onca çirkinliği görmezden geldi gelmesine ancak Diyarbakır şehri bir arpa boyu yol kat edebildi mi acaba?

24 Ağustos 2009 Pazartesi

Nasıl Bilirdiniz?...


Ruhi Sarıalp'ten Günümüze Her Daim Fener

Benim yaşıtım Fenerbahçelilerin ilk aşkı Şeytan Rıdvan'dır. Hızla giderken topa basıp Rambo Yusuf'u bakkala gönderdiği vakit içimizin yağları erir, Yusuf'un asabı bozulupta Rıdvan'ın omzunu çıkaracak kadar çektiğinde içimiz acır, parçalı forma sahibi kasabın hatrını ağız dolusu sorar idik.
Fenerbahçe aşkının futboldan ibaret olmadığı ve Türkiye'nin en büyük spor kulübü olduğu gerçeğini öğrendiğim 90'lı yılların başında tanıştığım isimlerden biri ise Ruhi Sarıalp'dır. Rahmetli Sarıalp 1948 Londra Olimpiyatlarında Türkiye'nin atletizmde kazandığı ilk ve 2004 Atina'da bir başka Fenerbahçeli sporcu Eşref Apak'ın bronzuna dek tek madalyasını boynuna geçiren atletdir ve tabiki Fenerbahçelidir.
Usain Bolt tufanının devam ettiği dünya şampiyonasının son gününde uzun atlama finalinde bir Fenerbahçeli sporcu mücadele edecekti. Rahmetli Kenan Onuk ve Cüneyt Koryürek'den sonra ülkede atletizm uzmanlığı da Uluçlardan ufağına kalmışken insanın spordan soğuyası gelsede önce Fener sonra spor sevgisi ekranın karşısına sabitledi Pazar akşamüstü bendenizi. Yarı finaldeki derecesinden daha iyi, kendisine ait Türkiye rekorundan daha kötü bir dereceyle 6,80 m atlayarak göndere son günde olsa bayrağı çektiren Karin Melis Mey turnuvayı madalyasız kapatmamıza engel oldu.