23 Aralık 2011 Cuma

Yok öyle yağma...

İlk iki maçını kaybettiği gruptan lider olarak çıktı Fenerbahçe. Geçtiğimiz sezonun İspanya Basketbol Ligi(ACB) finalinde Barcelona’yı süpüren Caja Laboral’ın elendiği gruptan lider çıktı Fenerbahçe. Sezon başında hedef küçülttü diye küçümsenen ancak kadrosunda hala Avrupa’nın en iyi oyun kurucularından Spanoulis’i bulunduran, Ivkovic’in çalıştırdığı Olympiacos’u altına aldı Fenerbahçe. Bu sezon kendi sahasında hiç mağlup olmayan, seneler sonra Euroleague’e(EL) fırtına gibi dönen Cantu’yu son maçta ve cehennem misali bir atmosferde mağlup ederek lider oldu Fenerbahçe.


Kaptan Ömer’in sakat olduğu için oynayamadığı maçta, bu sezon ilk kez bir EL maçında forma giyen ama iki senedir dört gözle beklediğimiz Engin Atsür’ün en kritik anlarda (4. periyot başı) bulduğu beş sayı sayesinde kazandı Fenerbahçe.
Sezon başından beri ne zaman sokmaya başlayacak diye beklediğimiz Bojan Bogdanovic’in 19 sayı, 5 ribaund ama en çok 2 bloğuyla kazandı Fenerbahçe.

Savunma yapmaz denen Gist’in savunmasıyla (2 blok, 2 top çalma) kazandı Fenerbahçe.

Oğuz’un eli titremeden çemberden geçirdiği 9’da 9 serbest atış ve Emir’in 5 sayı pası sayesinde kazandı Fenerbahçe.

Fenerbahçe’nin yanına Ülker yazmaktan hiç gocunmadığımı az çok takip edenler bilirler ama bu sefer sadece Fenerbahçe. Dün akşam son topta kaybetse ve elense idi Fenerbahçe, bugün kazanınca Fenerbahçe Ülker. Yok öyle yağma…

Bennet Cantu 76-83 Fenerbahçe Ülker

22 Aralık 2011 Perşembe

Maden dağı dumandır, yolu dolan dolandır...

Çarşamba akşamı 18:00'da başlayayan haftanın ilk maçında Antalyaspor ile Fenerbahçe karşılaştı. Bir önceki lig haftasını, Kadıköy'de assolist edasıyla hayde kalk gidelim ile kapatan takım; bu sefer uvertür kostümü üzerine layık görülmüş olmalı ki hava kararmadan sahaya çıktı.

Maçın ilk yarısını eve dönüş yolunda radyodan dinledim. İlk yarının son dakikalarında Kral Alex sakatlanınca, yerine Çöpçüler Kralı'nın Apti'si misali Bienvenue dahil oldu. Apti gibi kendini birden sahnede buldu bulmasına ancak rahmetlinin aksine hiç de komik değildi. Kamerunlu adamdan çıkıp Maden Dağı'nı (bkn:maden dağı dumandır de loy loy de loy loy kibar yarim) söylemesini beklemiyorum elbette ama boş kaleye de topu sok be abiciğim.
Bu sefer Garip'te ama yine Kemal Sunal, sandalın içinde bulduğu bebeğin altını değiştirirken, "Sen Galatasaraylısın galiba, onlar da hemen su koyverirler." der ya hani... Bienvenue'ye takılıp kalmamalı, bunca emeği görmezden gelmemeli ve hemen su koyvermemeliyiz. Biz Fenerbahçeyiz.

İlk yarı oynanan 17 maçın beşi dışında hepsini hafta içi oynamış olabiliriz. Tam altı kere, bir önceki haftanın son maçını oynatıp, takip eden haftanın ilk maçı için sahaya çıkarmış olabilirler bizi. Takımın yarısını kaybetmiş ve aylardır devam eden linç kampanyasının esas oğlanı da olabiliriz....

Ama mücadeleye devam. Ya şampiyon oluruz ya da son saniyeye kadar şampiyon olabilme umuduyla atar yüreklerimiz. Dedik ya, biz Fenerbahçeyiz.

Antalyaspor 0-0 Fenerbahçe

19 Aralık 2011 Pazartesi

Kel başa şimşir tarak

Ülkenin sözüm ona en iyi hakemi Cüneyt Çakır'ın[2] yükselişe geçtiği meşhur maçı hatırlarsınız. 2008 senesinde Ali Samiyen'de oynanan Türkiye Kupası rövanş karşılaşması. Fenerbahçe'nin sekiz kişi kalmasına rağmen son saniyesine kadar mücadele ettiği, sonunda Galatasaray'ın 2-1 kazandığı, Cüneyt Çakır'ın ise büyük abdestini Türk futbolunun içine bıraktığı ilk maç.

O maçın ardından bakın Metin Tokat ne yazmış...

         Tam bir rezalet

Yıllardır futbolun içindeyim, 26 yıllık hakemlik hayatımda defalarca bu tür müsabakalar yönettim ama kartların ve faüllerin bu kadar kolay ve yanlış verildiği bir müsabaka görmedim.
....
Gökhan Gönül oyun alanı içinde yerde bulunan topu alıp taç atışı yapacakken, top toplayıcıdan gelen topun sahaya girmesi üzerine vakit geçirme diye ikinci sarıdan kırmızı kart göstermesi tam bir fiyaskoydu. Sahanın içindeki topu alan oyuncuya bu kadar kolay kart gösterilmez... [1]
Fenerbahçe'nin ve Gökhan Gönül'ün sırtına basarak ilk ivmesini kazanan Çakır, o gün bugün yükselmekte. Dün akşam sınırsız özgüveni ve biriktirdiği onlarca boncukla Kadıköy'de idi. Yaptığı hatalardan birine Gökhan'ın gönlü razı olmadı ama süper hakem dinlemedi bile onu.

Gerçi iyi ki dinlemedi. Taç attığı topu beğenmediği için ihraç ettiği oyuncuya, muhtemel maç başına para kazanan meslektaşını koruduğu için hayli hayli kırmızıyı gösterirdi Çakır.


[1] Metin Tokat, Tam bir rezalet, http://www.milliyet.com.tr/2008/02/28/spor/ytokat.html
[2] Okechukwu, O duruşa tek vuruş, http://ucheokechukwu.blogspot.com/2011/05/o-durusa-tek-vurus.html