18 Ekim 2008 Cumartesi

Sinyor

1993'ün ümitleri 1996'nın A millilerini önce Akdeniz Oyunları şampiyonu yapıp 3 sene sonra tarihimizde ilk kez Avrupa Şamiyonasına katılmamızı sağladı. Galatasaray ile 4 Lig , 2 Türkiye Kupası ve 1 UEFA kupası "imparator" yaptı Terim'i.
İtalya'nın yolunu tutunca milenyumla beraber "sinyor" oluverdi birden. Muhteşem giden kariyeri sekteye uğradı Serie A'da. Floransa'dan kovuldu , Milano'da iş buldu. Ordada sezonu tamamlayamadan kürkçü dükkanına geri döndü. Şampiyon olan takımın başına "imparator"'luk günlerinin hatırına damdan düşer misali yeniden geldi. Milan'a aldırdığı Kutuzov misali transferler yaptı, taktikler denedi...Olmadı,olduramadı bir türlü.
Takmadığı apolet kalmamış Türk futbolunun efsanevi hocası 5 sene içinde elde ne var ne yoksa tüketmiş, kariyeri sıfırlamışken gel bakalım dedi büyük ağabeyler.
Milli Takımlar teknik direktörlüğüne getirilen Terim, takımını Dünya Şampiyonası finallerine götüremedikten sonra Euro 2008'e güç bela katılmaya hak kazandı. Petr Čech elinden kaçırdı, golcü sol ayağıyla son saniyede vurdu, milli takım tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası finallerinde yarı final oynadı.
Küllerinden doğan hocanın sözleşmesini o gün uzatmayanlar, bugün 2012'ye kadar sözleşmesini uzatmaktan bahsediyorlar. Kamuyouna hocamızın arkadasındayız demek için hem çok uzun hemde çok pahalı bir mesaj bu.
***
PS: Fatih Terim'den haz etmediğimizle ilgili blogda daha önce yazılmış yazılar mevcut. Sporculuk ve teknik adamlık kariyerinde hırs kisvesi altında gerçekleştirdiği bir çok eylem bizim spora bakış açımızla uyuşmadığından ötürürüdür bu durum. Kariyerinin büyük bir kısmını ezeli rakipte geçirmesinden değil.

Hiç yorum yok: