Futbolda Galatasaray sayesinde bir titredik, hem ülke olarak kendimize geldik, hem UEFA Kupası'nı müzemize getirdik. Kırk gün kırk gece düğün yaptık, Türkiye'nin büyük şehirlerinde kupa şöleni düzenledik. Türkiye, UEFA Kupası'nı artık mazi olarak elinin tersi ile itmeli, elinin düzü ile istikbale bakmalı ve neler yapacağını planlamalıdır. Haziran'da Avrupa Futbol Şampiyonası finalleri var ve bizim takım lök gibi orada. Ben futbol yazarlığım boyunca aynı kaptan su içtiğim ve bundan son derece kıvanç duyduğum Turgay Şeren'in "Galatasaray devlet tarafından daha fazla ödüllendirilmeli" fikrine ilk defa itiraz ediyor ve kalemimi ittifakla bu öneriye uzatamıyorum. Ülkelerin rejimi ne olursa olsun hiçbir devlet sporcu üretimi için her türlü alt yapıyı kurar ve para yatırımı yapar ama, tanımı ayakta kendi kendine kalma olan profesyonelliğe para yardımı yapmaz. Yaparsa bu yardım diğer profesyonel takımlara yapılmış haksız bir rekabet olur. Devlet herkese adil olmalıdır. Bu kupayı kazanmaya kadar gereken ödülleri zaten UEFA veriyor. Her maç geçişinde ayrı para, TV'den pay... Finale gelinceye kadar UEFA'nın pamuk elleri hep cebe girdi. Finali kazanınca ekstra prim ve izleyici fazlalaştığı için TV'den ekstra gelir. 15 milyon dolarlık bir ödül UEFA'dan, 10 milyon dolar devletten. Bir UEFA Kupası'nın ödülü 25 milyon dolar. Galatasaray bu paraya razı olmalı ve elini devletin kesesinden çekmelidir artık. Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü kendi mazisindeki solculuğunu hatırlamalı, meclisteki birkaç futbolsever ya da Galatasaraysever milletvekiline bakarak ödülün çoğaltılması için izin vermemeli ve Galatasaray'ın devlet hakkı on milyon dolarla sınırlandırılmalıdır. Asker ve polis şehit ailelerine can karşılığı çok sınırlı para verilirken, enflasyonun düşürülmesi uğruna işçi, memur ve emeklilere sınırlı zam yapılır ve onlar süründürülürken, ülkedeki tarım ve zaruri sübvansiyon bile kaldırılmışken Galatasaray'a on milyon doların dışında kanunla yeni paralar vermek bu ülkeye uygun bir davranış olmaz. Milli takıma para priminden sonra verilen cip primi için kıyametler koparan Türkiye, Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy'a "Bu otomobillerin parasını nereden buldun" diye hesap soran Türkiye, ekonomik durumuna ve vatandaşın milli gelir içindeki konumuna bakıp Galatasaray talebine meclisce red kararı vermelidir. Turgay Şeren'in aşağı yukarı bir yıldan beri Faruk Süren ve ekibinin Galatasaray kulübünü icraatı ile bir mali felakete sürüklediğini yazıp duruyor. Son hükümet teklifi ile Galatasaray'ı mı kurtaracak, yoksa Faruk Süren ve ekibini mi?
23 Mayıs 2000 ( Devlet profesyonele yardım yapmaz )
PS:Salı günlerini iple çekerdim "Pazar'ın Ertesi" ni okumak için.Blog yazmaya başladıktan sonra tanımayanlar tanısın,bilenler hatırlasın diye İslam Çupi'nin köşe yazılarından o hafta seçtiğimi Pazar günleri yazmaya başladım ancak henüz yedinci haftada 1 gün rötar yaptım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder