Yaş kemale erdiğinden midir, yoksa köy takımlarıyla yapılan hazırlık maçlarını dahi şifrelerin ardına saklayan tüccarların istediği kemali denkleştiremediğimden mi bilinmez ama hazırlık maçı izleyemez oldum son senelerde.
Halbuki Dereağzı günlerinde sarı ile lacivertin ayrıldığı idman maçlarına bile bayılırdım. Atılan her gole sevinir ama sonunda kazanan lacivert takım olursa, kendime bile çaktırmamaya çalıştığım manasız bir mutlulukla Söğütlüçeşme’nin yolunu tutardım. İdman maçlarından bunca keyif alan bir çocuğun, gerçek bir rakibe karşı oynanan hazırlık maçlarına biçtiği değer ortada iken ne değişti diyenlere cevap…
Çocuk aynı çocuk ama oynanan oyun aynı oyun değil sanki.
1 yorum:
Oyun aynı oyun, ruh da aynı ruh değil..
Yorum Gönder