9 Haziran 2011 Perşembe

Tamirci Çırağı

Serinin ikinci maçına fasulyeden Galatasaraylı bir arkadaşımla gittim. Yol boyunca; ümit gönlümün ekmeği, umar ha umarı mırıldanıp durdu, anlam veremedim. Sonra anlatmaya başladı. Cildi parlak kağıt kaplı "Yenilmez Armada" isimli bir romanda okumuş. Hikaye bu ya; ne olmuş nasıl olmuşsa parçalı çubukluyu yeniyormuş...

Maçın ilk yarısı berabere bitince (Salonda biz öyle sandık, ilk yarının son basketi ikinci yarı başı itibarıyla iptal edilmiş haberimiz yok.) arkası kuşlu aynasıyla saçlarını taramaya başladı bizimkisi. O romandaki hayali gerçek olacaktı belki de...

Derken sahneye kötü kalpli Hırvatlar ve Fenerbahçe Ülker savunması çıktı. Ukic ve Tomas'ın art arda bulduğu beş üç sayılık isabet çubuklunun hilal kaşlarını kaldırırken, parçalının ümitlerini bir kez daha yıktı. Çıkarken dışarı vurdum sırtına güzel kardeşimin ve unut dedim romanları.

Hiç yorum yok: