1 Eylül 2008 Pazartesi

" Pazar'ın Ertesi" # 11


İbrahim Kutluay, Fenerbahçe'den Efes Pilsen'e kiralandı. İbrahim Kutluay, iki yıldan beri eskilerin deyimiyle Fenerbahçe'de kerhen oynuyordu zaten... Fenerbahçe'den Efes Pilsen'e gömlek değiştirirken İbrahim Kutluay bana göre inandırıcılıktan çok uzak olan sözler söylüyor. "Benim Fenerbahçeliliğimi kimse elimden alamaz. Ben yine eski takımımın maçlarına gideceğim. Onları alkışlayıp, destekleyeceğim. Ama basketbolda büyük hedeflere varmak için Efes Pilsen'e geçmek zorunda idim. Avrupa'da daha büyük noktaları kovalamak, basketbolda Kabe olan NBA'ye uzanmak için Efes Pilsen bulabileceğim en kuvvetli sıçrama trampleni idi, benim için..." İbrahim Kutluay'ın bu gerekçesi bana göre bir büyük kulübü değiştirmek için tutarlı bir gerekçe değil. İbrahim Kutluay, basketbolda sayı krallığına Fenerbahçe formasıyla ulaştı. Avrupa sayı krallığı gibi bir basketbolcu için limit başarıyı sağlarken, İbrahim Kutluay'ın üstünde yine çok çok şerefli ve işgörür Fenerbahçe forması vardı. İbrahim Kutluay yeni dünya serüvenine girer ve NBA için sınanırken, onu herkes Fenerbahçeli İbrahim Kutluay olarak tanıdı ve öyle benimsedi. Şimdi Efes Pilsen'de yeni ve erişemediği hedefleri olarak Fenerbahçe'deki hedeflerini gösterip, tekrarlamayı marifet sayıyorsa, o zaman basketbol camiası bir eskiyi takdim ediyor, beynelminel pota alemine... İbrahim Kutluay, Fenerbahçe'den Efes Pilsen'e hiç inandırıcı bulmadığım hedef tazeleme yerine, alacağı üç dolar fazlalık için geçmişse tarihinin en büyük gaflarından birisini işlemiş demektir. Çünkü Fenerbahçe alt yapısından yetişmiş bu basketbolcu o formayı, o ambiansı, o forsu, o camia ve seyirci çılgınlığını bırakıp, başka bir yere transfer olursa, sudan çıkmış bir balık gibi olur. İbrahim Kutluay, diğer bir alanın şöhreti olan kız arkadaşının mali beklentilerine cevap vermek için bu transferi zaruri görmüşse, o zaman maddi bir aşkı Fenerbahçe'nin evrensel sevgisinden daha üstün tuttuğu için eskilerin lanetlerini üstüne almış demektir. 50 yıl önce Fenerbahçe'yi futbolda bir dokuma tezgahına Adalet'e satan Samim Var, yıllarca Fenerbahçe'nin Kalamış Tesisleri'ndeki yeşil ve maviye hasret kalmış, ölümüne çok yakın kala Erol Simavi'nin delaletiyle giderayak Fenerbahçe'ye üye kaydedilmiştir. Fenerbahçe'nin aynı dönemdeki iki top şairi Halil Özyazıcı ve Mehmet Ali Has, yine transferde Adalet rüyası gördükleri için Kalamış Tesisleri'ne hasret yaşamış ve kimliklerinde Fenerbahçe'siz ölüp gitmişlerdi. Dönemin en büyük santrafı Naci Erdem, bugün Suadiye'de oturmasına rağmen, Kalamış Tesisleri'ne gelip, bir bira içememektedir. Suç Fenerbahçe'den dışlandıktan sonra gidip, bir yıl Galatasaray'da oynamak... İbrahim Kutluay, Fenerbahçe'nin ne olduğunu basketbol formasını sırtından çıkarıp, topu becerili ellerinden uzakta tuttuğu zaman anlayacak. "Artık çok geç, fon müziğinin eşliğinde..."


17 Ağustos 1999 (Fenerbahçe ve Kutluay)

Hiç yorum yok: